17 Eylül 2012 Pazartesi
Bilinçli tüketici kart aidatını bankadan icra ile geri aldı.
Öztaner, yaptığı açıklamada, 5 yıldır kredi kartı kullandığını, mayıs ayında bankaya başvurarak kart aidatının geri ödenmesini istediğini belirtti.
Bankanın olumsuz cevabı üzerine, bugüne kadar ödediği aidatların dökümüyle Aliağa'daki tüketici sorunları hakem heyetine başvurduğunu anlatan Öztaner, yaklaşık 3 aylık değerlendirme süresi sonunda heyetin ''aidatların 15 gün içinde geri ödenmesi, ödenmemesi halinde icra yolunun açık olduğu'' şeklinde karar verdiğini kaydetti.
Öztaner, heyet kararına rağmen bankanın herhangi bir işlem yapmadığını, karardan yaklaşık bir ay sonra Aliağa İcra Dairesi'nde icra işlemlerini başlattığını ifade ederek, şöyle konuştu:
''Heyet kararıyla başvurduğum İcra'dan cep telefonuma bir hafta sonra 'Aliağa İcra Dairesi'nin 2012/3527 nolu dosyadan 235 borç tahsil edilmiştir' mesajı geldi. Aidat olarak 5 yılda 198 lira civarında para ödemiştim. Ticari faiz ve masraflarla rakam 235 lirayı buldu. 6 Eylül'de paramı tahsil ettim.''
''Mücadelemin örnek olmasını istiyorum''
Öztaner, kredi kartı aidatları karşılığında geri aldığı paranın çok büyük bir miktar olmadığını, ancak kendisi için büyük anlam taşıdığını söyledi.
Aidat kesilmesini ''haksızlık'' olarak niteleyen Öztaner, ''İnsanların benim mücadelemden sonra harekete geçeceğini düşünüyorum. Benden sonra aynı bankaya aidat ödemesi için giden arkadaşım, icra yoluna gerek kalmadan parasını aldı. Mücadelemin örnek olmasını istiyorum'' diye konuştu.
Fırsatçılar Okullar açılıyor diye yumurtaya zam yaptılar.
Yumurta fiyatlarında yaşanan fahiş artışa tüketiciler tepki gösterirken, üreticiler zamma gerekçe olarak, havaların soğumasıyla birlikte artan tüketim, Irak'a yapılan ihracat ve maliyet artışını öne sürüyor.
Tüketiciler Birliği Başkanı Nazım Kaya ise, 30'luk kolisi marketlerde 13,55 TL'ye çıkan yumurta için üreticileri insafa davet etti. Özellikle küçük çocukların en önemli besin maddeleri arasında yer alan yumurtanın fiyatı, okulların açılmasıyla tavan yaptı. Toptan satışlarda yüzde 100, perakendede ise yüzde 80'i aşan oranlarda zamlandı. Üç hafta önce toptan fiyatı tanede 12 kuruş olan yumurta, dün itibarıyla 24 kuruşa çıktı. 30'luk koli ise perakendede 10 lirayı aştı. Yumurta Üreticileri Birliği (Yum-Bir) Başkanı Derya Pala, okulların açılmasının ve havaların soğumasının aynı döneme denk geldiğini, bunun da iç piyasada talebi artırdığını söyledi. Pala, fiyatların birkaç hafta içinde normal seviyesine gerileyeceğini kaydetti.
Üç hafta önce tanesi 12-13 kuruşa satılan yumurtanın fiyatı, geçen hafta 18, bu hafta başında da 24 kuruşa yükseldi. Market ve bakkallarda ise büyüklüklerine göre 5,5 ile 7 lira arasında satılan 30'luk yumurta kolisi 10 lirayı aştı. Yumurta üreticileri, son üç aydır maliyetlerin altında satış yaptıklarını belirtirken müşteriler ise spekülasyona dikkat çekiyor. Tüketiciler Birliği Başkanı Nazım Kaya, çocuklarının iyi beslenmesini isteyen ailelerin kahvaltıda yumurtaya ağırlık vermesinin talebi artırdığını söyledi. Özellikle Ramazan ayı ve okulların açılış döneminde bazı ürünlerin fiyatlarının arttığına dikkat çeken Kaya, "Yumurta sektörü, istikrarsız ve spekülasyona açık. Üretimin kıt olduğu dönemlerdeki fiyat artışını biliyoruz ama bol dönemlerdekini anlamakta güçlük çekiyoruz. TÜİK verilerine göre üretimde düşüş yok artış var. Bir ay önceye kadar 5-6 liraya satılan 30'luk yumurta kolisi semt pazarlarında bile 10 liranın üstünde fiyatla satılıyor. Bazı marketlerde bu 13,5 TL'yi buluyor. Üreticileri insafa davet ediyoruz." dedi.
Yum-Bir Başkanı Derya Pala ise yumurtanın hızlı tepki veren ve aniden yükselen bir ürün olduğunu belirterek, fiyatların üç hafta içinde normal seyrine gireceğini kaydetti. Zamda maliyet artışlarının da ciddi etkisi olduğunu dile getiren Pala, "Temmuz ve ağustos aylarında maliyetler ciddi oranda yükselmesine rağmen fiyatları artıramadık. Maliyetlerimiz 17-18 kuruşa çıkarken 12-13 kuruşa yumurta sattık. Şu anda da mevsim olarak yumurta tüketiminin arttığı bir dönemdeyiz. Okulların açılması ve havaların soğuması talebi artırdı. Ayrıca vatandaşların yaylalardan şehre dönmesi ve alışverişin artması da yumurta tüketimini hızlandırdı." şeklinde konuştu. Maliyetin tane başına 14-15 kuruşlardan 17-18 kuruşlara yükseldiğini söyleyen Pala, "Fiyatlar, iki hafta önce maliyetlerle ancak başa baş geldi. Geçen üç ay maliyetin altında satış yaparken son iki haftadır üstünde fiyatla satıyoruz. Yumurta fiyatlarını da arz talep dengesi belirliyor. Yumurta üretiminde azalma yerine artış var. Geçen iki ayda maliyet yükselişlerinden kaynaklı olarak üretime ara verilmişti. Ama 2011 senesine göre üretimimiz daha fazla olacak. Geçen sene 14 milyar adet üretim vardı, bu sene 15 milyarın üzerine çıkmasını bekliyoruz." diye konuştu.
Bu işleri yapın köşeyi dönün!
Ekonomide dönüşüm devam ederken yeni iş fırsatları da iştah kabartıyor. Çok sermayeye gerek duymayan piyasada doygunluğa henüz ulaşmamış bu iş fikirleri yatırımcısına büyük kazanç fırsatı sunuyor. Ekonomist dergisi gelecekte para yapacak iş fikirlerini derledi. İşte “köşe döndürecek” iş fikirleri…
Devlet teşvikli bombus arısı Hormonlu üretime karşı iyi tarım uygulamaları içinde yer alan ve Tarım Bakanlığı’nın da desteğine tabii olan bombus arıları son zamanların en gözde girişim alanlarından biri.
Çekirdeksiz limon üretebilirsiniz
Mersin’e bağlı Alata Bahçe Kültürleri Araştırma İstasyonu Müdürlüğü uzun çalışmalar sonucunda, çekirdeksiz limon üretti. Dokuz ay tazeliğini koruyan ve çekirdeksiz olan bu limonlar, girişimciler için farklı bir iş modeli olabilir. Ürünü tescilinin yapıldığını söyleyen müdürlüğün proje sorumlusu Güçer Kafa, “Dünya standartlarına göre bir ürün ürettik. Uzun süre muhafaza edilebildiği için ürünün ihracat açısından da avantajı var” diyor. Projeyi ABD’li bir firmanın yakından takip ettiğini ve şu aşamada karantina testleri yaptığını belirten Kafa, aynı projeyle Güney Afrikalı bir şirketin de ilgilendiğini ifade ediyor. Ürünü 2013 yılı sonuna kadar üreticilere sunacaklarını söyleyen Kafa, “Çekirdeksiz limon, en büyük rakibimiz İspanya ve Arjantin’le olan rekabet gücümüzü artıracak. Biz ‘küt diken’ dediğimiz en iyi limon çeşidini çekirdeksiz hale getirdik. Bu da ihracatta üreticiye avantaj sağlayacak” diyor. Mersin’e bağlı Alata Bahçe Kültürleri Araştırma İstasyonu Müdürlüğü uzun çalışmalar sonucunda, çekirdeksiz limon üretti.
Dokuz ay tazeliğini koruyan ve çekirdeksiz olan bu limonlar, girişimciler için farklı bir iş modeli olabilir. Ürünü tescilinin yapıldığını söyleyen müdürlüğün proje sorumlusu Güçer Kafa, “Dünya standartlarına göre bir ürün ürettik. Uzun süre muhafaza edilebildiği için ürünün ihracat açısından da avantajı var” diyor. Projeyi ABD’li bir firmanın yakından takip ettiğini ve şu aşamada karantina testleri yaptığını belirten Kafa, aynı projeyle Güney Afrikalı bir şirketin de ilgilendiğini ifade ediyor. Ürünü 2013 yılı sonuna kadar üreticilere sunacaklarını söyleyen Kafa, “Çekirdeksiz limon, en büyük rakibimiz İspanya ve Arjantin’le olan rekabet gücümüzü artıracak. Biz ‘küt diken’ dediğimiz en iyi limon çeşidini çekirdeksiz hale getirdik. Bu da ihracatta üreticiye avantaj sağlayacak” diyor.
Su piresi üretebilirsiniz
Su pireleri, akvaryum yetiştiriciliğinde en çok kullanılan canlı yemlerden biri. Genel olarak su birikintilerinde su sıcaklığının 15 derece ile 22 derece arasında olduğu ortamlarda bol olarak ürüyorlar. Ülkemizde bu gibi yerden toplanan su pirelerini mevsiminde akvaryumculardan satın almak mümkün. Üretilen su pireleri kaliteli ve besin değerleri yüksek ise piyasadaki balık yemi tedarikçileri ve akvaryum balıkçılığı ile ilgilenenler tarafından rağbet görüyor. Bu konuda bir girişim yapan Nilgün Ertürk, su pirelerinin bakteri barındırmaması ve suyu temizleme özelliği nedeniyle akvaryumcular tarafından tercih edildiğini söylüyor. Üretimi üç adet küçük havuzda yaptığını belirten Ertürk, “Bir poşet su piresini 5 TL’den satmak mümkün. Üretiminize bağlı olarak ayda minimum 200 TL kazanç sağlamak mümkün” diyor.
Avrupa altın çilek bekliyor
Başbakan Tayyip Erdoğan alırken görüntülenince kilosu o günlerde 90 liraya kadar çıkan altın çilek, yasadışı üretilen bazı hapların ölümcül sonuçlara neden olduğu söylentileri üzerine zor günler yaşasa da yine de tüketici tarafından oldukça talep gören bir ürün. Bol lifli olması nedeniyle zayıflamaya yardımcı olduğu ifade edilen altın çilek, yüksek C vitamini özelliğiyle de dikkat çekiyor. Seralar ya da açık alanlarda bu çilek yetiştirilebiliyor. Özellikle Mersin ve Antalya civarının bu ürün için en uygun yetişme alanları olduğu ifade ediliyor. Bu işe hobi olarak başlayan ancak daha sonra üretime geçen Murat Akkoç, “Hobi olarak başladığım bu işte altı ayda 2 bin tonluk üretime ulaştım. Daha sonra ürünü büyük marketlere pazarladım” diyor. Bu iş modeli için bir dönümlük bir bahçe yeterli. Bin fide için bin TL yatırım yapılması gerekiyor. Bu ürün, meyve-sebze hallerinin yanı sıra marketlere de pazarlanabilir. Ayrıca ürün için Hollanda, Almanya, Fransa gibi AB ülkelerinde de talep olduğu ifade ediliyor.
Organik sütten sonra ayranı da yaptılar
Türkiye’de organik ürünlere olan talep bu alanda yeni ürünleri de beraberinde getiriyor. Organik sütten sonra şimdi de Tire Süt Kooperatifi organik ayranı piyasaya sundu. Tamamen organik sütten elde edilen organik ayranlar, İstanbul, Ankara ve İzmir'de Migros, Tansaş ve Kipa hipermarketlerinin yanı sıra, İzmir'de Pehlivanoğlu süpermarketlerinde satışa sunuldu. Organik ayranın kısa bir süre önce piyasaya sunulmasına karşın oldukça beğenildiğini söyleyen Tire Süt Kooperatifi Basın Danışmanı Koray Hoylu, “Tüketice doğal ürünlere bir dönüş var. Şimdi otellerden de teklifler almaya başladık. Tire Süt Kooperatifleri olarak ayrıca bayilik veriyoruz. Süt, ayran, sucuk ve Tire köfteden oluşan bu konsept girişimciler için yeni bir iş modeli oluşturabilir” diyor. Cam şişede litrelik olarak satışa sunulan organik ayranın satış fiyatı ise 3.15 TL.
Ponny çiftlikleri kurabilirsiniz
Daha çok sirklerde görmeye alıştığımız minyatür at çeşitlerinden ponny yetiştiriciliği henüz Türkiye’de yaygın değil. Zira Türkiye’nin iklimi bu atların yetiştiriciliğini yapmak için oldukça uygun. En küçüklerinin boyu sadece 42 cm, kiloları ise 20-60 arasında değişiyor. Daha çok ABD, Arjantin ve İngiltere başta olmak üzere çok sayıda ülkede özel çiftlikleri bulunuyor. ABD dışında henüz pet shop'lara girmeseler de alıcılar doğrudan onların yetiştirildiği çiftliklere ulaşıyor. Meral Sultan Harası Müdürü Hasan Güner, özellikle erken yaşta atçılığa başlayan çocuklar için bu atların binicilik öğrenimi açısından ideal olduğunu vurguluyor. Atların genelde Hollanda, Belçika, Fransa gibi ülkelerden ihraç edildiğini belirten Güner, bu iş modelinin henüz Türkiye’de olmadığını ancak böyle bir girişimin yapılması durumunda ilgi uyandıracağını ifade ediyor. Ponny’lerin fiyatı 5 bin Euro’dan başlıyor. Güner, atların genellikle eğitimli olarak geldiğini söyleyerek, “Bir adet erkek, üç adet dişi Ponny alarak bu işe başlayabilir, atları kendiniz üretebilirsiniz. Bunun için altı ahırlık bir alan ilk etapta yeterli” diyor.
Devlet teşvikli bombus arısı Hormonlu üretime karşı iyi tarım uygulamaları içinde yer alan ve Tarım Bakanlığı’nın da desteğine tabii olan bombus arıları son zamanların en gözde girişim alanlarından biri.
Çekirdeksiz limon üretebilirsiniz
Mersin’e bağlı Alata Bahçe Kültürleri Araştırma İstasyonu Müdürlüğü uzun çalışmalar sonucunda, çekirdeksiz limon üretti. Dokuz ay tazeliğini koruyan ve çekirdeksiz olan bu limonlar, girişimciler için farklı bir iş modeli olabilir. Ürünü tescilinin yapıldığını söyleyen müdürlüğün proje sorumlusu Güçer Kafa, “Dünya standartlarına göre bir ürün ürettik. Uzun süre muhafaza edilebildiği için ürünün ihracat açısından da avantajı var” diyor. Projeyi ABD’li bir firmanın yakından takip ettiğini ve şu aşamada karantina testleri yaptığını belirten Kafa, aynı projeyle Güney Afrikalı bir şirketin de ilgilendiğini ifade ediyor. Ürünü 2013 yılı sonuna kadar üreticilere sunacaklarını söyleyen Kafa, “Çekirdeksiz limon, en büyük rakibimiz İspanya ve Arjantin’le olan rekabet gücümüzü artıracak. Biz ‘küt diken’ dediğimiz en iyi limon çeşidini çekirdeksiz hale getirdik. Bu da ihracatta üreticiye avantaj sağlayacak” diyor. Mersin’e bağlı Alata Bahçe Kültürleri Araştırma İstasyonu Müdürlüğü uzun çalışmalar sonucunda, çekirdeksiz limon üretti.
Dokuz ay tazeliğini koruyan ve çekirdeksiz olan bu limonlar, girişimciler için farklı bir iş modeli olabilir. Ürünü tescilinin yapıldığını söyleyen müdürlüğün proje sorumlusu Güçer Kafa, “Dünya standartlarına göre bir ürün ürettik. Uzun süre muhafaza edilebildiği için ürünün ihracat açısından da avantajı var” diyor. Projeyi ABD’li bir firmanın yakından takip ettiğini ve şu aşamada karantina testleri yaptığını belirten Kafa, aynı projeyle Güney Afrikalı bir şirketin de ilgilendiğini ifade ediyor. Ürünü 2013 yılı sonuna kadar üreticilere sunacaklarını söyleyen Kafa, “Çekirdeksiz limon, en büyük rakibimiz İspanya ve Arjantin’le olan rekabet gücümüzü artıracak. Biz ‘küt diken’ dediğimiz en iyi limon çeşidini çekirdeksiz hale getirdik. Bu da ihracatta üreticiye avantaj sağlayacak” diyor.
Su piresi üretebilirsiniz
Su pireleri, akvaryum yetiştiriciliğinde en çok kullanılan canlı yemlerden biri. Genel olarak su birikintilerinde su sıcaklığının 15 derece ile 22 derece arasında olduğu ortamlarda bol olarak ürüyorlar. Ülkemizde bu gibi yerden toplanan su pirelerini mevsiminde akvaryumculardan satın almak mümkün. Üretilen su pireleri kaliteli ve besin değerleri yüksek ise piyasadaki balık yemi tedarikçileri ve akvaryum balıkçılığı ile ilgilenenler tarafından rağbet görüyor. Bu konuda bir girişim yapan Nilgün Ertürk, su pirelerinin bakteri barındırmaması ve suyu temizleme özelliği nedeniyle akvaryumcular tarafından tercih edildiğini söylüyor. Üretimi üç adet küçük havuzda yaptığını belirten Ertürk, “Bir poşet su piresini 5 TL’den satmak mümkün. Üretiminize bağlı olarak ayda minimum 200 TL kazanç sağlamak mümkün” diyor.
Avrupa altın çilek bekliyor
Başbakan Tayyip Erdoğan alırken görüntülenince kilosu o günlerde 90 liraya kadar çıkan altın çilek, yasadışı üretilen bazı hapların ölümcül sonuçlara neden olduğu söylentileri üzerine zor günler yaşasa da yine de tüketici tarafından oldukça talep gören bir ürün. Bol lifli olması nedeniyle zayıflamaya yardımcı olduğu ifade edilen altın çilek, yüksek C vitamini özelliğiyle de dikkat çekiyor. Seralar ya da açık alanlarda bu çilek yetiştirilebiliyor. Özellikle Mersin ve Antalya civarının bu ürün için en uygun yetişme alanları olduğu ifade ediliyor. Bu işe hobi olarak başlayan ancak daha sonra üretime geçen Murat Akkoç, “Hobi olarak başladığım bu işte altı ayda 2 bin tonluk üretime ulaştım. Daha sonra ürünü büyük marketlere pazarladım” diyor. Bu iş modeli için bir dönümlük bir bahçe yeterli. Bin fide için bin TL yatırım yapılması gerekiyor. Bu ürün, meyve-sebze hallerinin yanı sıra marketlere de pazarlanabilir. Ayrıca ürün için Hollanda, Almanya, Fransa gibi AB ülkelerinde de talep olduğu ifade ediliyor.
Organik sütten sonra ayranı da yaptılar
Türkiye’de organik ürünlere olan talep bu alanda yeni ürünleri de beraberinde getiriyor. Organik sütten sonra şimdi de Tire Süt Kooperatifi organik ayranı piyasaya sundu. Tamamen organik sütten elde edilen organik ayranlar, İstanbul, Ankara ve İzmir'de Migros, Tansaş ve Kipa hipermarketlerinin yanı sıra, İzmir'de Pehlivanoğlu süpermarketlerinde satışa sunuldu. Organik ayranın kısa bir süre önce piyasaya sunulmasına karşın oldukça beğenildiğini söyleyen Tire Süt Kooperatifi Basın Danışmanı Koray Hoylu, “Tüketice doğal ürünlere bir dönüş var. Şimdi otellerden de teklifler almaya başladık. Tire Süt Kooperatifleri olarak ayrıca bayilik veriyoruz. Süt, ayran, sucuk ve Tire köfteden oluşan bu konsept girişimciler için yeni bir iş modeli oluşturabilir” diyor. Cam şişede litrelik olarak satışa sunulan organik ayranın satış fiyatı ise 3.15 TL.
İsviçreli Saanen keçisi kazandırıyor
Adını İsviçre’deki Saane Vadisinden alan Saanen keçileri, süt verimliliği, kolay beslenmesi ve farklı koşullara kolaylıkla uyum sağlamasıyla keçi besiciliğinde önemli bir yere sahip. Saanen ırkının en önemli özelliklerinden birisi olan farklı iklim koşullarına uyma yeteneği sayesinde, götürüldüğü yerlerde çok çabuk adapte olabiliyorlar. Erken çağda cinsi olgunluğa ulaşıyor ve hızlı ürüyorlar. Bu da Saanen ırkının yetiştirme yönünden en önemli avantajı. Ortalama 2.5 yaşında süt verimleri ise ortalama 750 kilograma ulaşıyor. Bu keçiler kapalı alanda bile yetiştirilebiliyor. Örneğin kullanılmayan meraların, bu alanda yetiştiricilik yapmak isteyenler için uygun olduğu ifade ediliyor. Bu keçiler oğlakken tanesi 400 TL’den, keçiyken ise 500 TL’den alınabiliyor.
Adını İsviçre’deki Saane Vadisinden alan Saanen keçileri, süt verimliliği, kolay beslenmesi ve farklı koşullara kolaylıkla uyum sağlamasıyla keçi besiciliğinde önemli bir yere sahip. Saanen ırkının en önemli özelliklerinden birisi olan farklı iklim koşullarına uyma yeteneği sayesinde, götürüldüğü yerlerde çok çabuk adapte olabiliyorlar. Erken çağda cinsi olgunluğa ulaşıyor ve hızlı ürüyorlar. Bu da Saanen ırkının yetiştirme yönünden en önemli avantajı. Ortalama 2.5 yaşında süt verimleri ise ortalama 750 kilograma ulaşıyor. Bu keçiler kapalı alanda bile yetiştirilebiliyor. Örneğin kullanılmayan meraların, bu alanda yetiştiricilik yapmak isteyenler için uygun olduğu ifade ediliyor. Bu keçiler oğlakken tanesi 400 TL’den, keçiyken ise 500 TL’den alınabiliyor.
Daha çok sirklerde görmeye alıştığımız minyatür at çeşitlerinden ponny yetiştiriciliği henüz Türkiye’de yaygın değil. Zira Türkiye’nin iklimi bu atların yetiştiriciliğini yapmak için oldukça uygun. En küçüklerinin boyu sadece 42 cm, kiloları ise 20-60 arasında değişiyor. Daha çok ABD, Arjantin ve İngiltere başta olmak üzere çok sayıda ülkede özel çiftlikleri bulunuyor. ABD dışında henüz pet shop'lara girmeseler de alıcılar doğrudan onların yetiştirildiği çiftliklere ulaşıyor. Meral Sultan Harası Müdürü Hasan Güner, özellikle erken yaşta atçılığa başlayan çocuklar için bu atların binicilik öğrenimi açısından ideal olduğunu vurguluyor. Atların genelde Hollanda, Belçika, Fransa gibi ülkelerden ihraç edildiğini belirten Güner, bu iş modelinin henüz Türkiye’de olmadığını ancak böyle bir girişimin yapılması durumunda ilgi uyandıracağını ifade ediyor. Ponny’lerin fiyatı 5 bin Euro’dan başlıyor. Güner, atların genellikle eğitimli olarak geldiğini söyleyerek, “Bir adet erkek, üç adet dişi Ponny alarak bu işe başlayabilir, atları kendiniz üretebilirsiniz. Bunun için altı ahırlık bir alan ilk etapta yeterli” diyor.
HGS ye fazla rağbet yok!
Ücretli geçiş yapılan otoyol ve köprülerde trafik akışını hızlandırmak amacıyla Otomatik Geçiş Sistemi (OGS) ve Kartlı Geçiş Sistemi'ne (KGS) alternatif olarak PTT ile Karayolları Genel Müdürlüğü'nce oluşturulan HGS, hizmete girdi.
HGS'yi tercih eden vatandaşlar, PTT şubelerinde 5 liraya satılan etiket yada 15 liraya satılan kart tipi etiket aldı. HGS gişelerinden ilk etiket/kart alımlarında hesaba en az yatırılması gereken ücretler 1. sınıf araçlar için 30 lira, 2. sınıf araçlar için 37 lira, 3. sınıf araçlar için 53 lira, 4. sınıf araçlar için 67,50 lira, 5. sınıf araçlar için de 81,50 lira olarak belirlendi.
Avrupa yakasından Anadolu istikametine giden sürücüler, Boğaziçi Köprüsü'nde tek gişe ile uygulanmaya başlanan HGS'ye ilgi göstermedi. Köprüde geçişler, genellikle KGS ve OGS gişelerinden yapıldı. Bazı vatandaşların HGS gişesine girip KGS ile geçmeye çalışması nedeniyle kısa süreli kuyruk oluştu.
HGS kartı olduğu halde kuyruk nedeniyle bu gişeden geçemeyen Erhan Karaaslan ''HGS uygulaması tek gişede başladı. HGS kartım olsa da sıkıntılı olabiliyor'' diye konuştu.
Hasan Kaya ise ''HGS kartı almamıştım. KGS ile HGS gişeleri ayrımı tam olarak yazmıyor. Bizde sıkıntıya girdik. Önceden uyarılmak isterdim. Hiç bir bilgim yoktu'' dedi.
HGS ile geçişlerin yüzde 20 indirimli olmasına rağmen İstanbul-Edirne, Edirne-İstanbul istikametli seyreden sürücülerin büyük bölümünün eski alışkanlıklarını sürdürdüğü görüldü. Trafik akışının sabah saatlerinde yoğun olmadığı Edirne gişelerinde, HGS'nin henüz çok fazla tercih edilmediği
gözlendi.
PTT şubeleri ile otoyol ve köprü girişlerine kurulan PTT gişelerinin yanı sıra yollar üzerindeki dinlenme tesisleri ve benzin istasyonlarından satışları yapılan HGS etiket/kartlarına, mobil yollardan da yükleme yapılabiliyor.
Komşu krizde ama, çorak Mikonos adası para basıyor
Komşu’da siyasi kriz ve arka arkaya yapılan erken seçimler nedeniyle turist sayısı yazın başında yüzde 40 düşüş kaydederken, seçimlerden sonra yabancı turist ve özellikle Rus, Arap ve Türk turist sayısında patlama yaşandı ve geçen yıla göre yüzde 20 artış sağlandı.
Mikonos bu yaz sık sık çılgın partilerle gündeme geldi. İşte 7 bini Yunanlı, 3 bini yabancı 10 bin kişinin yaşadığı Mikonos adasından ilginç rakamlar:
* 1 milyar ciro: Adanın turizm sektörünün yaz cirosu 1 milyar euro’yu aştı. Adada tatil yapanlar sadece benzin, market ve sahil barlarında 150 milyon euro harcadı. 1 milyar euro Yunanistan’ın GSYH’sinin yüzde 0.5’ine denk.
* 6.000 özel uçak: Bu yaz boyunca adanın havaalanına 6.000 özel uçak indi ve özellikle Arap ülkelerinden milyarder getirdi. Yetkililer “her zaman özel uçaklar gelirdi ancak, bu yıl gelenler kadar büyük ve son model uçakları ilk kez gördük” dediler.
* İflas edenler villalarını kiraladı: Mikonos’un yatak kapasitesi ada sakinlerinin kiraya verdikleri odalarla beraber 70 bin oldu.
* Zengin taksiciler: Mikonos’da sadece 37 taksi bulunuyor, yeni taksiye izin verilmiyor. Taksiler yaz sezonunda yetmiyor, 2 saati aşan bekleme gerekiyor. Her taksicinin yazın yaklaşık 55.000 euro ciro yaptığı hesaplandı.
Bütçe 8,5 milyar TL açık verdi
Maliye Bakanlığı tarafından açıklanan Temmuz-Ağustos ayları bütçe sonuçlarına göre, Merkezi Yönetim bütçesi, geçen yıl Ocak-Ağustos döneminde 2 milyar 105 milyon lira fazla verirken, bu yılın aynı döneminde 8 milyar 520 milyon lira açık verdi.
Ocak-Ağustos döneminde faiz dışı fazla 27 milyar 744 milyon lira olarak gerçekleşti. Geçen yılın Ocak-Ağustos döneminde bütçe 196 milyar 937 milyon lira olan bütçe gelirleri, bu yılın aynı döneminde yüzde 16,3 artarak 229 milyar 5 milyon liraya ulaştı.
2011 yılı Ocak-Ağustos döneminde faiz hariç bütçe gelirleri 165 milyar 195 milyon lira olarak gerçekleşirken, 2012 yılının aynı döneminde yüzde 16,7 oranında artarak 192 milyar 741 milyon lira oldu.
Diğer taraftan, 2012 yılı Ocak-Ağustos döneminde faiz giderleri geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 14,2 oranında artarak 36 milyar 264 milyon lira olarak gerçekleşti. 2011 yılı Ocak-Ağustos döneminde 199 milyar 42 milyon lira olan bütçe gelirleri, 2012 yılının aynı döneminde yüzde 10,8 oranında artarak 220 milyar 484 milyon lira olarak gerçekleşti. Bu dönemde vergi gelirleri ise yüzde 7,5 oranında artarak 182 milyar 177 milyon liraya çıktı.
Zengin ile fakir arasındaki fark 8 kat arttı.
Zengin ile fakir arasındaki fark 8 kat
TÜİK araştırmasına göre, Türkiye’de en yoksul yüzde 20 ile en zengin yüzde 20 arasındaki gelir farkı, 2011’de 8 kat oldu
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2011’de Türkiye’de, en yoksul yüzde 20 ile en zengin yüzde 20 arasında 8 kat gelir farkı olduğunu açıkladı.
TÜİK, Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması 2011 verilerini yayımladı.
TÜİK araştırmasına göre, geçen yıl en yoksul yüzde 20 ile en zengin yüzde 20 arasındaki gelir farkı 8 kat çıktı. Bu fark bir önceki sene de 8 kat olurken, 2009 yılında 8,5 kat olarak gerçekleşmişti.
Geçen yıl, en yüksek gelire sahip yüzde 20’lik son gruptakiler, toplam gelirden yüzde 46,7 pay alırken, en düşük
Otomobilde yeni ötv artışı olacak mı kuşkusu.
Bütçe açığını kapatma arayışı otomobile yeni vergiyi gündeme getirdi.
Bütçe açığına önlem arayışı hafif ticarilerle, 1.6 litre ve altındaki motor hacmine sahip araçların ÖTV’sinin en az 3 puan artırılmasını gündeme getirdi.
Habertürk`ün haberine göre; bütçe açığını kapatmak için çözüm arayan hükümetin otomobil dahil olmak üzere birçok farklı sektörde vergi artışı hazırlığı sektörü endişelendiriyor. Tekrar gündeme gelen ÖTV artışı, akaryakıt, alkol, tütün ürünleri ve otomotiv üzerine yoğunlaştı. Yeni ÖTV artışının, bu kez pazarın açık ara hâkimi konumuna gelen 1.6 lt ve altı hacimli motorlara getirilmesi bekleniyor. İyimser senaryolara göre 1.6 lt motorlu araçlarda yüzde 37 olan güncel ÖTV oranının 3 puan artışla yüzde 40’a çıkarılması bekleniyor. Kötümser senaryolara göreyse ÖTV yüzde 45’e yükselecek. Buna göre ortalama satış fiyatları 30 bin TL’den başlayan 1.6 litre ve altı sınıftaki araçların fiyatlarının 1.000 ile 1.500 TL arasında artacağı tahmin ediliyor.
ÖTV’NİN 1 PUAN ARTMASI PAZARI YÜZDE 3 KÜÇÜLTÜR
Renault Mais Genel Müdürü İbrahim Aybar, 1.6 lt hacimli motorlara yapılacak her 1 puanlık vergi artışının otomotiv pazarının yüzde 3 daralmasına neden olacağını belirterek, ÖTV’nin yüzde 40’a çıkması satışların yüzde 12, yüzde 42 olması ise yüzde 15 daralması anlamına gelir” dedi.
Bütçe açığı büyüyor zamlar kapıda...
Maliye Bakanlığı tarafından açıklanan Temmuz-Ağustos ayları bütçe sonuçlarına göre, Merkezi Yönetim bütçesi, geçen yıl Ocak-Ağustos döneminde 2 milyar 105 milyon lira fazla verirken, bu yılın aynı döneminde 8 milyar 520 milyon lira açık verdi.
Ocak-Ağustos döneminde faiz dışı fazla 27 milyar 744 milyon lira olarak gerçekleşti. Geçen yılın Ocak-Ağustos döneminde bütçe 196 milyar 937 milyon lira olan bütçe gelirleri, bu yılın aynı döneminde yüzde 16,3 artarak 229 milyar 5 milyon liraya ulaştı.
2011 yılı Ocak-Ağustos döneminde faiz hariç bütçe gelirleri 165 milyar 195 milyon lira olarak gerçekleşirken, 2012 yılının aynı döneminde yüzde 16,7 oranında artarak 192 milyar 741 milyon lira oldu.
Diğer taraftan, 2012 yılı Ocak-Ağustos döneminde faiz giderleri geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 14,2 oranında artarak 36 milyar 264 milyon lira olarak gerçekleşti. 2011 yılı Ocak-Ağustos döneminde 199 milyar 42 milyon lira olan bütçe gelirleri, 2012 yılının aynı döneminde yüzde 10,8 oranında artarak 220 milyar 484 milyon lira olarak gerçekleşti. Bu dönemde vergi gelirleri ise yüzde 7,5 oranında artarak 182 milyar 177 milyon liraya çıktı.
Bütçe giderleri
2012 yılı Ocak-Ağustos döneminde merkezi yönetim bütçe giderleri 229 milyar 5 milyon lira olarak gerçekleşti. Personel giderleri, bu yılın Ocak-Ağustos döneminde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 18,8 artarak 58 milyar 359 milyon lira oldu.
Ocak-Ağustos döneminde sosyal güvenlik kurumlarına devlet primi giderleri ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 15,5 oranında artarak 9 milyar 698 milyon lira oldu. Netice itibarıyla personel giderleri ve Sosyal Güvenlik Kurumları devlet primi için yapılan toplam harcamalar, Ocak-Ağustos döneminde, geçen yılın aynı dönemine göre 10,5 milyar lira artış gösterdi.
2012 yılı Ocak-Ağustos döneminde mal ve hizmet alım giderleri geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 4,1 oranında azalarak 17 milyar 851 milyon lira olarak gerçekleşti. Ocak-Ağustos döneminde cari transferler geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 21,9 oranında artarak 86 milyar 795 milyon liraya ulaştı.
DİKKAT Herkes altın bozduruyor.
Uluslararası piyasalarda altının onsu son 7 ayın en yükseğine çıkarak bin 777 doları gördü, iç piyasada ise gramı 102 liraya ulaştı
Altın fiyatlarında yaşaşan gelişmelere ilişkin AA muhabirine bilgi veren, Kapalıçarşı esnaflarından Aydın Kuyumculuk’tan Mustafa Karlıova, altın fiyatlarındaki bu yükselişin ardında İran’ın yüklü miktarda alımı olduğunu savunarak, ”Onun haricinde bir kaç ülke daha o yola başvurdu. Amerika’nın 3. parasal genişleme etkisi de büyük oldu” dedi.
Altının gördüğü fiyattan kolay kolay düşmeyeceğini söyleyen Karlıova, yıl içerisinde zaman zaman dalgalanmalar olsa da altının daha önce bu fiyatları gördüğünü aktardı.
Altının şu anda gerçek fiyatını bulduğunu dile getiren Karlıova, sözlerini şöyle sürdürdü: ”Yapılan istatistiklere göre altın son 60 yılda 2 kez yatırımcısına kaybettirmiş. Altın neticede dalgalanmalar yaptırsa bile yine noktasını buluyor. Son 10 seneye bakarsak, döviz, hisse senedi gibi yatırıma nazaran altın yine lider durumda. Zaten bir haftadır sürekli altın bozmakla meşgulüz. Satış yok.
Şu anda müşteri tedirgin. Kafasında ’acaba’ sorusu var. Piyasada şu anda çok büyük para dönmüyor. Parası olan yatırım yapayım derken, yükselince ’Acaba düşer mi?’ düşüncesine girdi. Altını şu anda borçlu olup da daha fazla yükselir de zarar ederim diyenlere, artı düğün nişanı olup da hazırlıkları olanlara, ihtiyaçtan dolayı alanlara satıyoruz. Tüketici altından korkmasın. Ben 18 senedir bu işin içindeyim altının hiç zarar ettirdiğini görmedim.”
Bankalara kötü tüketiciye iyi haber.
Tüketici Sorunları İl Hakem Heyeti Başkanı Nesih Tanrıverdi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, heyet olarak 15 gün içerisinde, 393 dosyayı karara bağladıklarını ve bunlardan 323’ünün bankacılık hizmetleriyle ilgili yaşanan sorunlar olduğunu belirtti.
Bankacılıkla ilgili söz konusu başvuruların büyük bölümünün kredi kartı aidatı ve dosya masrafı ücretinin iadesiyle ilgili olduğunu aktaran Tanrıverdi, şöyle devam etti:
"Bunların dışında bankanın diğer kesintilerini de inceledik. Yaptığımız değerlendirmede kredi kartı aidatı ve dosya masrafı başta olmak üzere komisyon masrafı, ekspertiz ücreti, yüzde 2 yeniden yapılandırma kesintisi, ipotek kaldırma yazısı ücreti, kredi kullandırma ücreti, ipotek tesis ücreti, komisyon, ödeme talimatı poliçe ücreti, istihbarat ücreti, kredi tespit ücreti, KKDF tespit ücreti, bankacılık ve sigorta muameleleri vergisi ve yangın sigortası adı altında bankanın tüketiciden aldığı 15 ayrı ücret kaleminin geriye dönük 10 yıl iadesine karar verdik.”
16 Eylül 2012 Pazar
Esnek hesap nedir?
Hesabınızda paranız mı yok? Fatura ödemelerinizin tarihini mi unuttunuz? Hiç dert etmeyin...
Üstelik Esnek Hesap limitinizden 100 TL kredi kullandığınızda 15 gün için sadece 2,50 TL*faiz ödeyeceğinizi biliyor muydunuz?
Esnek Hesap limitinizle, hesabınızda para kalmasa bile;
• Doğrudan nakit para çekebilir,
• Faturalarınız için otomatik ödeme talimatı verdiğinizde, kredi limitinizden ödeme yapabilir,
• Yapı Kredi Banka Kartı'nız ile alışveriş yapmaya devam edebilirsiniz.
Yapı Kredi'deki hesabınıza tanımlanmış Esnek Hesap limitinizle ilgili faiz hesaplamaları ve ayrıntılı bilgi için tıklayın.
*Esnek Hesap'ınızdan kullandığınız kredinin faizleri aylık ya da 3 aylık dönemler üzerinden hesaplanır. Faiz tutarınız kredi tutarı ve güne göre hesaplanacaktır. 2,50 TL faiz tutarı içerisine vergiler dahil edilmemiştir.
-Yapı ve Kredi Bankası A.Ş. kampanya koşullarını ve Esnek Hesap Kredi Limitini değiştirme hakkını saklı tutar.
Akreditif nedir?
Akreditif (Akreditif uluslararası işlemlerde kısaca L/C - Letter of Credit olarak adlandırılmaktadır); İhraç edilen malların bedellerinin ödenmesi konusunda belirli şartların yerine getirilmesinden sonra ödemenin yapılacağına ilişkin bir çeşit teminattır.
Akreditifin açılması
Akreditifli ödeme sisteminin temel dayanağı, ithalatçı ve ihracatçının arasındaki para alışverişinde köprü görevi gören bankalardır. Bir bankanın yazılı olarak yükümlülüğe girerek ödeme işleminde aracılık etmesi gerekmektedir. Bu da akreditifin açılması anlamına gelmektedir.
Ödemenin yapılması için gerekli koşullar
İthalatçı ve ihracatçı arasında yapılan satış sözleşmesinde yer alan koşullann hepsi ödemenin yapılabilmesi için gerekli koşulları oluşturmaktadır. Bunlar çoğunlukla ticarete konu mallann kalitesiyle ilgili teknik özellikleri, belli bir birim cinsinden miktarı, birim fiyatı, teslim şekli, paket ağırlığı, nakliyesi, ödeme şekli gibi hususları içermektedir. Bu hususların yerine getirildiğini doğrulayan fatura, kalite kontrol belgesi, konşimento, menşe şahadetnamesi gibi belgelerin ihracatçı tarafından bankaya sunulması gerekmektedir.
Akreditif hem ihracatçıyı, hem de ithalatçıyı koruyan bir işlemdir
İhracatçı: Malları akreditif şartlanna uygun olarak sevkettiğinde, mal bedelini tahsil edeceğinden emin olacaktır.
İthalatçı: Sevkiyatın yapılmış olduğunu ve akreditif şartlarına uygun mal gönderildiğini gösteren belgeleri ihracatçı bankaya sunmadan önce ödeme yapılmayacağından emin olacaktır.
Akreditif, uluslararası ticarette çok geniş bir alanda bir ödeme ve garanti aracı olarak kullanılmaktadır.
Örnek 1:
Yeni kurulan ihracatçı bir firma Afrika'da satış yapmaktadır. Firma Afrikalı alıcının kredi alabilirliliği ve iş hayatı hakkında son derece kısıtlı bilgiye sahip bulunmaktadır. Ayrıca alıcının ülkesindeki ithalat düzenlemeleri hükümet tarafından her an değişikliklere uğratılabilmektedir. Bu durumda satıcı firma ödemenin akreditifle yapılması ve kredinin ülkemizdeki bir banka tarafından teyid edilmesi konusunda ısrarlı olabilir. Böylece kendisini alıcının herhangi bir negatif davranışına ve politik risklere karşı garanti altına almış olur. Öte yarıdan ithalatçı malların yüklenip sevkiyatın yapılmakta olduğunu gösteren belgeleri satıcı sunmadan, ödemenin yapılmayacağını bilmenin rahatlığı içinde olacaktır. Ancak mal kalitesinin yeterliliği konusund·a, ithalatçının herhangi bir garantisi bulunmayacaktır. Çünkü bankalann yükümlülüğü, ihracatçının verdiği belgelerin akreditif koşullarıyla uygun olup olmadığını ödemeden önce saptamaktır, ilgili satış sözleşmesine uygun olup olmadığını incelemek görevi değildir.
Örnek 2 :
Bir müteahhitlik firması Suudi Arabistan'da bir yol inşaatını üstlenmiş bulunmaktadır. İşveren kuruluşla yapılan anlaşmanın bir koşulu müteahhit firmanın işveren lehine teminat olarak stand-by ( akreditif çeşitleri bölümünde kapsamlı olarak açıklanmaktadır) bir akreditif açmasıdır. Bu, bir anlamda müteahhitlik firmasına nakit darlığına düşülmeksizin teminat göstermede kolaylık sağlamaktadır. Eğer müteahhit firma yol inşaatını anlaşmada belirlenen koşullar altında tamamlayamaz ise işveren, firmanın taahhüdünü yerine getirmediğini tevsik eden belgeleri bankaya ibraz ederek akreditif bedelini geri alır. Anlaşma koşullarına uygun olarak yol inşaatı tamamlanırsa işveren kuruluşa herhangi bir ödemede bulunulmaz.
Bir satış sözleşmesi imzalandıktan sonraki belirsizlik ortamında taraflarca doğabilecek sorunlar
İhracatçı;
Mallann sevkiyatını yaptığım zaman, ithalatçının zamanında ödeme yapabileceğinden emin olabilir miyim? Ödeme yapılmamasının riskini nasıl minimize edebilirim? İhraç ettiğim mallan başka bir firmadan satın alıyorum, ithalatçının bunu öğrenip asıl imalatçı firmayla temas kurarak beni aradan çıkarmasını nasıl önleyebilirim? Bankalar ticari alışverişlerde pratik uygulamalann düzenlenmesinde bize gerekli dökümanları sağlıyarak nasıl yardımcı olabilirler?
İthalatçı;
İhracatçıyı yeterince tanımıyoruz... Malları zamanında teslim edebileceğinden emin olabilir miyiz? Ödeme yapmadan önce mallann siparişimizle uyuşup uyuşmadığını nasıl kontrol edebiliriz? İthal ettiğimiz malları tekrar satıncaya kadar ödemeyi ertelemeyi düşünüyoruz. Acaba bankamız bu aradaki boşlukta krediyi kendisi sağlayabilir mi? Bu sorulara cevap verebildiği için akreditifli ödeme ticarette tercih edilen bir ödeme şeklidir.
Akreditifli ödemenin dünya ticaretinde çok yaygın bir kullanıma sahip olmasının nedenleri
İhracatçı açısından;
Bir bankanın ödeme güvencesine sahiptir. (Teyidli akreditiflerde ek olarak ikinci bir bankanın güvencesine kavuşur) Alıcının ülkesindeki politik risk, güvenceden dolayı en alt düzeye inmiştir. Akreditif bağlantısı gösterilerek ihracat kredisi alınabilir. Yeni pazarlara girerek satışlarını artırabilir.
İthalatçı açısından;
Herşeyden önce, alıcı akreditif koşullarını yerine getirmeyen satıcıya ödeme yapılmayacağına ilişkin güvenceye sahiptir. Bankalar alıcı adına akreditif koşullarının yerine getirilip getirilmediğini incelerler. "En son yükleme tarihi"nin saptanabilmesi alıcıya (özellikle ihracatçıyı iyi tanımıyorsa) malları zamanında elde edebilme olanağını sağlar. Mallarını güvence olarak göstererek onları pazarlayıncaya kadar çeşitli kaynaklardan borç bulabilir. Eğer satıcı ile anlaşırsa, mal bedelinin belgelerin ibrazında değil de, belirli bir süre sonra ödenmesi imkanı sağlanabilir. Bu ithalatçıya zaman kazandırarak daha düşük maliyette kredi sağlama imkanı verebilir.
1.000 TL bedava kredi
Faiz Yok! Dosya Masrafı Yok!
Finansbank'tan Bedava Kredi!
Faizsiz ve dosya masrafsız 1.000 TL kredi almanız, Bizce Mümkün!
Kampanya detayları neler?
Aylık sıfır faiz oranı ve sıfır dosya masrafı 1.000 TL tutar ve 6 ay vadeye kadar geçerlidir.
Kampanyadan yararlanabilmek için hesaptan en az 1 yeni Otomatik Fatura Ödeme (OFÖ) talimatı verilmesi ve AySonu Hesabı (Kredili Mevduat Hesabı) sahipliği koşulu vardır.
Otomatik Fatura Ödeme talimatını 6 ay içinde iptal eden veya hesaptan en az 2 kere otomatik ödeme yapmamış müşterilerin AySonu Hesabı'na (Kredili Mevduat Hesabı'na) 50 TL ceza yansıtılacaktır.
Kampanyaya nasıl başvurabilirsiniz?
5030'a T.C. kimlik numaranızı göndererek ön başvurunuzu SMS'le hemen yapabilirsiniz. Dilerseniz Anında Başvur'a tıklayarak internetten veya şubelerimizden ön başvurunuzu gerçekleştirebilirsiniz.
Ön başvuru sonucunuz olumlu ise dilediğiniz şubemizden bedava 1.000 TL ihtiyaç kredisi kesin başvurunuzu tamamlayabilirsiniz.
Finansbank'ta tüketici kredisi borcu veya onayda bekleyen tüketici kredisi başvurusu bulunan müşteriler kampanyadan yararlanamazlar.
SMS aracılığı ile telefonunuza gelen olumlu yanıt ön onay niteliğinde olup, Finansbank uygun görmediği başvuruları reddetme hakkına sahiptir.
Başvuru için gerekli evraklar:
Kimlik Belgesi (Nüfus Cüzdanı)
Gelir Belgesi
Finansbank tatil çekilişi kampanyası
Türkiye'nin dört bir yanında kolay bankacılığa davetlisiniz! 7-30 Eylül 2012 tarihleri arasında www.finansbank.com.tr Bireysel İnternet Şubesi'ne ve Bireysel Cep Şubesi'ne giriş yapan bireysel müşterilerimizden beşi; çekilişle İzmir, Antalya, Sinop, Adıyaman veya Batı Likya Kentleri'nde çift kişilik tatil yapma imkânı kazanıyor. Bireysel Cep Şubesi ve Bireysel İnternet Şubesi'nden finansal işlem* yapan müşterilerimiz ise 4 çekiliş hakkı daha kazanıyor. Üstelik müşterilerimiz Bireysel Cep Şubesi ve Bireysel İnternet Şubesi'ni daha sık kullanarak çekiliş hakkını 20'ye kadar çıkarabiliyor!
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Tatil aşkında Türkler 1. sırada.
Tatil aşkında dünyada birinci geldik. Yazın tatil beldeleri dolup taşar.Bu sıcak atmosfer aşka yelken açmak isteyenler için en uyggun zam...